Cuma, Mayıs 12, 2023

Demokrasi, Seçimler ve Karar Verme

 Karar verme, sunulan alternatif setine/probleme göre geçerli/doğru olan alternatifi seçmektir. Hayal gücü (her seçeneğin sonuçlarını dikkate alarak), akıl yürütmeyi (alternatifi seçmek için bir neden), değerlendirmeyi (her seçeneğin sonuçlarını değerlendirip en iyi alternatifi seçmeyi) ve yargılamayı içeren bilişsel ve entelektüel bir süreç. Şimdi bu süreç seçimlere gittiğimiz şu son günlerde bir kez daha işleyecek.

 Birçok araştırmacı, insanların nasıl karar verdiklerini inceleyerek kendi modellerini oluşturmuşlar. Bu modellerden biri, karar vermeyi etkileyen faktörleri kişilik, kültür, bağlam, mevcut bilgi ve eğitim düzeyi olarak belirlemiş.

Herhangi bir konuda herkes zaman zaman kötü kararlar verebilir, kötü seçimler yapabilir, bu son derece insani bir durumdur. Yapılan yanlış seçimler kişinin sadece özelini etkiliyorsa bunu bir sorun olarak göremeyiz neticede kötü seçimin bedelini kendisi ödeyecektir. Mesela yanlış kişiyle evlenirsek bunun bedelini kendimiz ödüyoruz. Ama yaptığımız seçimden verdiğimiz karardan içinde bulunduğumuz toplum, ülke etkileniyorsa o zaman verdiğimiz kararın sonucundan, yaptığımız seçimden tüm topluma karşı sorumlu olmalıyız.

Bugün dünya eskisinden çok daha karmaşık, hepimiz sebep-sonuç ilişkileri belirsiz kompleks sistemlerin etkisi altında yaşıyoruz. Nüfus ve sosyokültürel yapıları nedeniyle ülke ve dünya sorunlarının dinamiği ve sebeplerine dair hiçbir fikre sahip olmayan geniş bir nüfus dilimine sahip toplumlarda eğitimsiz ve yeterli bilinç düzeyine sahip olmayan kitleler, seçimlerini sempati duydukları liderlerin onları meydanlarda heyecanlandıran duygu ve önyargılarına hitap eden söylemlerinin etkisi altında kalarak tercihlerini yapmaları sonucunda, insan toplulukları tarih boyunca büyük bedeller ödediler ve ödemeye devam ediyorlar.

Demokrasilerde eğitimli eğitimsiz tüm yurttaşların oy vermesiyle alınan kararlar, yapılan seçimler ne kadar doğru? Bu sorun antik Yunandan beri insanoğlunun gündeminde. Mesela Platon şehir devletlerinin yönetimini eğitimli, filozof krallara bırakmaktan yana. Sokrates’in düşüncelerini ise Platon’un Cumhuriyet isimli eserinden öğreniyoruz. Sokrates Ademantus isimli bir karaktere demokrasinin eksiklerini ve hatalarını göstermeye ve anlatmaya çalışır. Bunu yapmak için Sokrates, toplumu bir gemiye benzetir. Sokrates şöyle sorar:

“Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?”

 Ademantus'un cevabı çok açıktır: Elbette ki ikincisi! Sokrates'in buna cevabı ise şu şekildedir:

  “Peki bu durumda nasıl olur da bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?”

 Sokrates'in bahsetmeye çalıştığı şey, seçimlerde oy kullanmanın bir "beceri" olduğudur. Sokrates'e göre oy kullanmak, "rastgele bir sezgi" olarak görülemez. Dolayısıyla oy kullanmanın da diğer her yetenek gibi insanlara sonradan, dikkatle ve sistematik bir şekilde öğretilmesi gerekmektedir. Yeterli donanıma ve eğitime sahip olmaksızın insanlara oy kullanma hakkının tanınması, yeterli donanım ve eğitime sahip olmayanlara fırtınalı bir havada yolculuk yapacak bir geminin kontrolünün kime teslim edileceği kararını alma yetkisi vermekle aynıdır. 

Özlü Söz: Cahiller Cahil Yönetici Seçerler-George Carlin


Kaynakça;

https://evrimagaci.org/sokrates-demokrasiden-neden-nefret-etti-4733

www.corporate-rebels.com

www.tutorialspoint.com

Hiç yorum yok: