Karar verme, sunulan alternatif setine/probleme göre geçerli/doğru olan alternatifi seçmektir. Hayal gücü (her seçeneğin sonuçlarını dikkate alarak), akıl yürütmeyi (alternatifi seçmek için bir neden), değerlendirmeyi (her seçeneğin sonuçlarını değerlendirip en iyi alternatifi seçmeyi) ve yargılamayı içeren bilişsel ve entelektüel bir süreç. Şimdi bu süreç seçimlere gittiğimiz şu son günlerde bir kez daha işleyecek.
Birçok araştırmacı, insanların nasıl karar verdiklerini inceleyerek kendi modellerini oluşturmuşlar. Bu modellerden biri, karar vermeyi etkileyen faktörleri kişilik, kültür, bağlam, mevcut bilgi ve eğitim düzeyi olarak belirlemiş.
Herhangi bir konuda herkes zaman zaman kötü kararlar verebilir, kötü seçimler yapabilir, bu son derece insani bir durumdur. Yapılan yanlış seçimler kişinin sadece özelini etkiliyorsa bunu bir sorun olarak göremeyiz neticede kötü seçimin bedelini kendisi ödeyecektir. Mesela yanlış kişiyle evlenirsek bunun bedelini kendimiz ödüyoruz. Ama yaptığımız seçimden verdiğimiz karardan içinde bulunduğumuz toplum, ülke etkileniyorsa o zaman verdiğimiz kararın sonucundan, yaptığımız seçimden tüm topluma karşı sorumlu olmalıyız.
Bugün dünya eskisinden çok daha karmaşık, hepimiz sebep-sonuç ilişkileri belirsiz kompleks sistemlerin etkisi altında yaşıyoruz. Nüfus ve sosyokültürel yapıları nedeniyle ülke ve dünya sorunlarının dinamiği ve sebeplerine dair hiçbir fikre sahip olmayan geniş bir nüfus dilimine sahip toplumlarda eğitimsiz ve yeterli bilinç düzeyine sahip olmayan kitleler, seçimlerini sempati duydukları liderlerin onları meydanlarda heyecanlandıran duygu ve önyargılarına hitap eden söylemlerinin etkisi altında kalarak tercihlerini yapmaları sonucunda, insan toplulukları tarih boyunca büyük bedeller ödediler ve ödemeye devam ediyorlar.
Demokrasilerde eğitimli eğitimsiz
tüm yurttaşların oy vermesiyle alınan kararlar, yapılan seçimler ne kadar
doğru? Bu sorun antik Yunandan beri insanoğlunun gündeminde. Mesela Platon
şehir devletlerinin yönetimini eğitimli, filozof krallara bırakmaktan yana.
Sokrates’in düşüncelerini ise Platon’un Cumhuriyet isimli
eserinden öğreniyoruz. Sokrates
Ademantus isimli bir karaktere demokrasinin eksiklerini ve hatalarını göstermeye
ve anlatmaya çalışır. Bunu yapmak için Sokrates, toplumu bir gemiye benzetir.
Sokrates şöyle sorar:
“Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin,
geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Rastgele
ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda
deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?”
Özlü Söz: Cahiller Cahil Yönetici Seçerler-George Carlin
Kaynakça;
https://evrimagaci.org/sokrates-demokrasiden-neden-nefret-etti-4733
www.corporate-rebels.com
www.tutorialspoint.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder