Cuma, Ocak 11, 2013

Fransız İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesi

Şu sıralarda memleketimizde anayasa tartışmaları gündemde. Yönetimi ele geçiren her sınıf kendine göre anayasa çıkarmaya çalışıyor. Anayasalar toplumsal konsansüs gerektirir. Toplumlarda herkesin canı istediği şekilde yaşaması mümkün değildir. Neyse aslolan İnsan ve Yurttaşlık Haklarıdır. Bizde de eksik olan budur. Anayasa manayasa hikayedir.Bu vesileyle çok beğendiğim Fransız İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesini aşağıya aktarıyorum:

17 maddeden oluşan bu bildirge şöyledir:

Fransız halkının Millî Meclis halinde toplanan temsilcileri, insan haklarının bilinmemesinin, unutulmasının veya hor görülmesinin, kamunun her türlü zarar ve ziyanlarını ve hükümetlerin bozulmasını gerektiren yegâne sebeplerle olduğu düşüncesiyle; tabiî olan, devredilemez ve vazgeçilemez ve mukaddes insan haklarını resmî ve açık bir beyanname ile açıklamaya karar vermişlerdir ki, bu beyanname, toplum üyelerinden her birinin hafızasında her zaman korunmuş kalarak, onlara hak ve görev- lerini daima hatırlatsın, böylece yasama ve icra kuvvetleri tarafından yapılan işlemler, her siyasî kurumun amacı ile karşılaştırılarak, daha çok saygı görsün ve vatandaşlar tarafından yapılacak ve bundan sonra red ve tartışması imkânsız prensiplere dayanacak istek ve şikâyetler, daima Anayasa’nın korunmasına ve herkesin mutluluğuna yönelsin.


Bu itibarla Millî Meclis, Yüce Varlığın huzurunda ve himayesi altında aşağıdaki İnsan ve Yurttaş Haklarını tanır ve ilân eder:


Madde 1: İnsanlar hukuken hür ve eşit doğarlar ve hür ve eşit olmakta devam ederler, sosyal farklılıklar, ancak ortak faydaya dayanabilir.
Madde 2: Her siyasî topluluğun amacı, insanın tabiî ve zaman aşımına uğramaz haklarının korunmasıdır. Bu haklar, hürriyet, mülkiyet, emniyet ve cebir ve tahakküme karşı koymadır.
Madde 3: Her egemenliğin özü, esas itibariyle millettedir; hiçbir heyet, hiçbir fert, açıkça milletten gelmeyen herhangi bir otoriteyi kullanamaz.
Madde 4: Hürriyet başkasına zarar vermiyen her şeyi yapabilmekten ibaret olup her şahsın tabiî haklarını kullanması, diğer toplum üyelerinin aynı haklardan yararlanmalarını sağlayan sınırlarla sınırlanmıştır. Bu sınırlar, yalnız kanun tarafından belirlenebilir.
Madde 5: Kanun, yalnız topluma zararlı fiil ve hareketleri yasaklama hakkına sahiptir. Kanun tarafından yasaklanmayan hiçbir şeye engel olunamaz ve hiçbir kimse, kanunun emretmediğini yapmaya zorlanamaz.
Madde 6: Kanun, genel iradenin ifadesidir. Bütün vatandaşlar, genel iradenin oluşmasına şahsen veya temsilcileri vasıtasıyla yardım ve iştirak etmek hakkına sahiptirler. İster himaye etsin, ister cezalandırsın, genel iradeye göre eşit olduklarından, aralarında fazilet ve kabi- liyetlerinden başka bir fark gözetilmeksizin, her türlü genel rütbe, mevki ve mensuplarına, ehliyetlerine göre, eşit şekilde kabul edilirler.

 Madde 7: Hiçbir kimse kanunen belirli haller ve kanunun emrettiği şekiller dışında itham edilemez, tutulamaz, ve tutuklu bırakılamaz. Keyfî emirlerin verilmesini istiyen, bu emirleri veren, icra eden veya ettiren kimselerin cezalandırılması gerekir. Fakat kanun gereğince, çağrılan veya ele geçirilen her vatandaş, derhal itaatla sorumludur. Karşı koyarsa, suçlu olur.
Madde 8: Kanunun, ancak sıkı ve açık surette zarurî olan cezalar koyması gerekir. Bir kimse, ancak suçun işlenmesinden önce kabul ve yayın ve ilân edilmiş olan ve usulüne göre uygulanan bir kanun gereğince cezalandırılabilir.
Madde 9: Her şahıs, suçlu olduğu açıklanıncaya kadar suçsuz sayıldığından, tutuklanması gerekiyorsa, kaçmamasını sağlamak için hakkında yapılması zarurî ol- mayan her şiddetli muamele, kanun tarafından ağır şekilde cezalandırılmak gerekir.
Madde 10: Görünüşü ve ifadesi, kanun tarafından kurulan toplum düzenini ihlâl etmedikçe, hiçbir kimse fikir ve kanaatlerinden dolayı, bunlar dinî fikir ve kanaatlar olsa dahi, rahatsız edilmemek gerekir.
Madde 11: Düşüncelerin, fikir ve kanaatlerin başka- larına serbestçe söylenmesi, insanın en değerli haklarındandır. Her vatandaş, serbestçe konuşabilir, yazabilir ve yayın yapabilir. Yalnız bu hürriyetin kötüye kullanılmasından dolayı kanunen belirli hallerden sorumludur.
Madde 12: İnsan ve Yurttaş Haklarının teminat altına alnması, bir kamu kuvvetinin varlığını zorunlu kılar; şu halde bu kuvvet, yetki verilen şahısların özel manfaati için değil, genel menfaati için tesis olunmuştur.
Madde 13: Kamu kuvvetinin korunması ve devam ettirilmesi ve idarenin masrafları için ortak bir vergiye zaruret vardır; bu vergi vatandaşlar arasında, kabiliyetleri ile uygun olarak, eşit şekilde dağıtılmak gerekir.
Madde 14 : Bütün vatandaşlar genel vergilerin zorunluluğunu ya bizzat veya temsilcileri vasıtasıyla görmek ve tespit etmek, bu vergilere serbest şekilde rıza göstermek, nasıl kullanıldıklarını takip etmek, miktar, matrah ve tahakkuk, tarz ve müddetlerini belirlemek hakkına sahiptirler.
Madde 15 : Toplum idaresinin her alanndan hesap istemek hakkına sahiptir.
Madde 16: Hakların güvence altına alnması sağlanmamış, kuvvetlerin ayrılığı belirlenmemiş olan toplumlar, Anayasa’ya asla sahip değildir.
Madde 17: Mülkiyet, taarruzdan korunmuş ve mukaddes bir hak olduğundan, kanunla tespit edilen kamu zorunlulukları açık şekilde gerektirmedikçe, âdil ve peşin bir tazminat ödenmedikçe, hiçbir kimse, bu haktan mahrum edilemez.


Hiç yorum yok: