Şeker Fabrikalarının satışı basit bir özelleştirme olayı
değildir. 90 lı yıllardan beri adım adım değersizleştirilmeye çalışılan Şeker
Fabrikalarının yok edilmesi planının son evresidir.
Şeker fabrikaları Türk sanayinin ve tarımının temeli,
Cumhuriyet'in ekonomik gücüdür. Şeker stratejik bir üründür. Kolomb, 1492
yılında Hindistan’a hint tuzu denilen şekere yeni ulaşım yolları bulma savıyla
denize açılmıştır. Coğrafi keşifleri başlatan şekerdir. Karayipler’e 1493
yılında yetiştirilmek üzere şeker kamışı götürmüştür. İngiltere ve Hollanda’nın
zenginliği Karayipler şekerinden kaynaklanmıştır. Napolyon harplerinde şekersiz
kalan Avrupa Prusya’nın pancarından şeker elde etmeyi öğrenmiş, Teltow’un
pancar tarlaları büyük Alman sanayisini yaratmıştır. Şeker pancarı, Prusya
kralını Almanya imparatoru yaparak Alman birliğini sağlamıştır. Varken kıymeti
pek bilinmez, yokluğu hastalıktır, yıkımdır. Şeker temel gıdadır. 1. cihan
harbinde şeker yokluğu İspanyol gribine neden olmuş, sonuçta 100 milyona yakın
insan ölmüştür.
Çok sanayi ürününün siyasetle ilgisi yoktur. Şeker konusu
şu veya bu şekilde siyasetçileri ilgilendirir. Siyasetçilerin, hükumetlerin, sektöre
müdahalesinin sonuçları ülke için yaşamsaldır.
2. Dünya Savaşı döneminde 1940 yılında kontrolden çıkan
enflasyon şeker fiyatını da etkiledi. 1 kg. şekerin fiyatının 1940 yılında 38
kuruş iken, 1942 yılında 480 kuruş olması, seçimlerde siyasi dengeleri
değiştirdi. 1950 yılında CHP’nin iktidarı yitirmesinin nedenlerinden biri oldu.
1960 yılında 12 kuruş olan pancar fiyatının Cemal Gürsel
hükümetince 1961 yılında 8 kuruşa indirilmesi CHP’nin1961 seçimlerinde oy
kaybetmesine yol açtı.
Şeker fabrikaları sadece şeker üreten kuruluşlar
değildir. Kuruluşundan itibaren bilimsel ve teknolojik gelişmelere önem
verilmiştir. Bünyesinde kurulan zirai ve teknoloji araştırma laboratuvarlarında
(Şeker Enstitüsü) yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla ülke tarımına
ve sanayine bilimsel ve teknolojik destek sağlanmıştır. Tarım, teknoloji, yaşam
ve ekonomi konusunda temel yayınlar yapılmıştır. Türkiye şartlarına uygun
pancar tohumları yetiştirilmiş anaç ve elit tohumlar geliştirilmiştir. Böylece
tohum dışa bağımlıktan kurtulmuştur.

Şeker fabrikaları, kendi fabrikasını kendi yapan
fabrikalardır. 1961 yılına kadar anahtar teslimi olarak Alman ve Fransız
firmalarına yaptırılan fabrikaları, bu tarihten sonra tamamen yerli proje donanımla
kendisi yapmıştır. 1961 de mevcut şeker 15 fabrikayla 26 600 ton olan günlük
pancar işleme kapasitesi, 1996 yılında tamamen kendi proje ve imalatı olan,
makine ve tesisleri ile yapılan yenileştirmelerle 30 fabrika ve 110 100 ton
günlük pancar işleme kapasitesine ulaşmıştır.
1998 yılında Özbekistan’da yapılan şeker fabrikası
başarının yurtdışında da dünya çapında tescilidir. Türkiye’nin, 1974 Kıbrıs
Barış Harekâtından sonra dünya çapında gerçekleştirdiği en büyük olay, 1998
yılında Türkşeker tarafından Özbekistan’da tamamen Türk teknolojisiyle anahtar
teslimi yapılan Horezm Şeker fabrikasıyla dünyaya meydan okumasıdır. Kullanılan
teknolojinin üstünlüğü, fabrikanın mükemmel bir şekilde çalışması hayranlıkla
karşılanmıştır. Türkşeker, KİT’leri ekonomide kambur görenleri hüsrana
uğratarak, bütün olumsuzluklara rağmen, işçi ücretleri batı Avrupa işçileri
ücretleriyle ayni olduğu halde 10 milyon US dolar kâr sağlamıştır.
Fetullahçıların etkisiyle Özbekistan ile hükümetimiz arasındaki olumlu
ilişkiler zarar görmüş ve orada tasarlanan 3 şeker fabrikası yapımı (Namangam,
Taşkent ve Semerkant) siparişinden vazgeçilmiştir.
Bu arada ayni şekilde sözleşme müzakerelerinde sipariş
aşamasına gelen Rusya’da Stavropol, Orenburg ve Rostov’da Türkşeker’e
yaptırılacak şeker fabrikalarının yapımı da, kamu ve özel sektör üst kademe
yöneticilerinin kişisel çıkar beklentileri nedeniyle akamete uğramıştır.
Almanların Çumra Şeker fabrikasını, Fransızların
Boğazlıyan Şeker fabrikasını anahtar teslimi yapması sağlanarak Türkşeker’in gelişmesinin
önü kesilmiştir. Bununla da yetinilmemiş. Aksaray’da İspanya’dan hurda olarak
ithal edilen bir şeker fabrikası kurulmuştur.
Şeker fabrikaları makine ve elektromekanik imalatı ta
yapmaktadır. Çimento fabrikaları, petrokimya fabrikaları, kâğıt fabrikaları,
demir çelik fabrikaları, haddehaneler, hidrolik ve termik santraller için
makineler, su türbinleriyle alternatörler, süreç denetim ve güç elektroniği
aygıtları üretmektedir.
Erzincan Makine Fabrikası ziraat aletleri üretiminde,
Turhal Makine Fabrikası, taşıyıcı organlar, ventiller ve çeşitli dökümler
üretiminde, Ankara Makine Fabrikası, buhar kazanları, su türbinleri, büyük
baraj kapakları, ağır ve büyük boyutlu çelik imalatı, basınçlı kaplar,
alternatörler döner fırınlar, büyük dişliler, filtreler ve benzerleri
üretiminde, Eskişehir Makine fabrikası, dişli kutuları, pompalar, çelik döküm
ve benzerleri üretiminde, Afyon Makine fabrikası çelik konstrüksiyon ve
taşıyıcı elemanlar üretimi konularında uzmanlaşmışlardır. EMAF, YG elektrik
motorlarının onarımında, süreç denetim aygıtlarının, güç elektroniği aygıt ve
sistemlerinin, bilgisayar destekli süreç denetim sistemlerinin, ince mekanik,
hidrolik ve pnömatik sistemlerin üretiminde Batı Avrupa firmalarıyla rekabet
edebilecek güçtedir.
Avrupa’da sanayi devriminde hızlandırıcı etki yapan şeker
Türkiye’de de sanayi başlangıcının kurucu gücü olmuştur. Türkiye’de mevcut
bulunan sanayi ve tarımsal üretimin temelinde şeker fabrikaları vardır. Halen
mevcut alt yapısı, bilgi ve deneyimiyle, sadece bir siyasi iradeyle,
yaptıklarını geliştirerek daha büyük işler yapılabilecek kapasiteye sahiptir.
1997 de dünya şeker üretimi 123 milyon ton, Türkiye şeker
üretimi 2 milyon ton iken 2017 Dünya şeker üretimi %45 artarak 178 milyon
olurken Türkiye’nin şeker üretimi ancak %28 artarak 2 milyon 559 bin ton
olmuştur. Şeker ihraç eden Türkiye, 2016 da 165 bin ton, 2017 de 280 bin ton
şeker ithal etmiştir.
Pancar tarımı ülkemizin Doğu Karadeniz bölgesi hariç
bütün bölgelerine yayılmıştır. Şeker fabrikaları satılırsa en geç 5 yıl içinde
şeker pancarı İç Anadolu bölgesi dışında kalmayacaktır. Burada yoğunlaşan
pancar tarımı, halen yeraltı sularını tüketmekte tahıl üretimini ve çevreyi
olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin son sosyoekonomik durumuna göre pancar
tarımının Batı ve Orta Anadolu bölgelerinden, Doğu Anadolu ve Güney Doğu
Anadolu Bölgesi’ne kaydırılması gerekirken, Batı ve Orta Karadeniz ile Doğu
Anadolu’da halen mevcut pancar tarımı yok olacaktır.
Orta Anadolu Kayseri ve Konya şeker pancarı sayesinde
sanayileşmiştir. Orta Anadolu artık geleneksel tahıl üretimine geçmelidir.
Buğday çiftçisi yılda 32 gün Pancar çiftçisi 112 gün çalışır. Orta Anadolu’da
buğday çiftçisinin boş kaldığında çalışacağı işyeri vardır. Pancar tarımı
sanayice gelişmemiş pancarın anavatanı Doğu Anadolu’ya kaydırılmalıdır. Pancar
tarımı bölgesinde sanayi yaratır. Doğu Anadolu’da nüfus yerinde kalır ve refahı
artar.
Şeker fabrikalarının satışıyla, pancar üretimi kısıtlanıp
Türk çiftçisi yoksulluğa sürüklenirken, Türkiye Şeker Sanayii, daha vahimi
şeker üretim teknolojisi ve mühendisliği yok edilecektir.
Erkan Çetinkaya
Yüksek Mühendis
http://www.arizasiz.com/iftininisyangndemedamgavurdu_i1267.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder