Malum Türkiye'de vatandaşların öncelikli sorunu ve ihtiyacı devletin yapısını değiştirmek değil. Ancak öyle bir algı yaratılıyor ki, sanki devletin yönetim yapısı değişirse vatandaşlar daha büyük bir refaha kavuşacaklar, adam başı gelirleri 20.000 dolara çıkacak! Bu tartışmalar elbette gizli bir amaca ulaşmak için kullanılan bir araç.
Sistemin ismi ne olursa olsun, önemli olan devlet yönetiminde ülkeyi ve vatandaşları ilgilendiren kritik kararların nasıl alınacağı. Eğer kararlar bir dönem Osmanlıda olduğu gibi ahbap çavuş yöntemiyle veya bir kişinin inisiyatifine kalırsa çok büyük riskler ile karşı karşıya kalma tehlikesi ortaya çıkar. Enver paşanın meclisi kapattırıp, padişahı da atlayıp ülkeyi savaşı sokması, yine Alman zırhlılarının 3, 4 kişinin bilgisi hariç Karadeniz'e çıkıp Rus limanlarını topa tutması hiç bir zaman unutulmamalıdır.
Özetle, sistemin ismi ne olursa olsun vatandaşları ilgilendiren önemli kararların halkın temsil edildiği bir meclise danışılarak alınması gerekir. Burada benim önerim bu meclisin siyaset üzeri bir yapıda oluşturulması ve siyasi partilerinde belirli oranlarda temsil edilmeleridir. (hiçbir siyasi partinin meclisi domine etmesine izin verilmemelidir) Bugün olduğu gibi profesyonel yatırımcı milletvekillerinden oluşan bir meclis bir ülkenin geleceğini tehlikeye sokar. Milletvekili olabilmek için tonlarca para harcayan insanlar, doğal olarak öncelikle kendi çıkarlarını düşüneceklerdir. Bu nedenle kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının mutlaka güvence altına alınması gerekir. Bunun dışındaki her türlü girişim ve yapılanma ülkenin geleceğini tehlike altına sokar.
Bu vesileyle, ABD başkanlık sisteminin gelişimini anlatan güzel bir bilgilendirme yazısını aşağıdaki linkte sizinle paylaşıyorum, okumakta yarar var.
http://amerikabulteni.com/2016/06/21/abd-sisteminin-adi-baskanlik-sistemi-degil/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder