“Beş kişiydiler.. Beş farklı insan.. Biri öğrenci, biri patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker.. Oktay Engin, Mithat Perin, Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve Sabri Yirmibeşoğlu.. 61 yıl önce kaderleri ortak bir noktada buluştu. 1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra hayatları birden bire değişti.
*. *. *
Yıl 1955 idi.. 5 Eylül'ü 6 Eylül'e bağlayan gece..
Selanik'te Atatürk'ün evi bombalandı.. Türkiye olayı TRT Radyo'nun öğlen 13.00
haber bülteninden duydu.. Ardından İstanbul Ekspress Gazetesi "Yıldırım
Baskı" yaptı.. Normalde 20 bin satan gazete o gün tam 290 bin adet
basılmıştı. Özellikle Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtıldı.. İstanbul
Ekspress tam sayfa verdiği haberde "Atamızın evi bombayla hasara
uğradı" başlığını kullandı.. Gazete bombayı Yunanlılar'ın attığını
yazıyordu.. İşte ne olduysa bundan sonra oldu.. Ülkede "Rum Avı"
başladı. Başta İstanbul olmak ùzere sahil kentlerindeki Rumlar'ın işyerleri ve
evleri talan edildi... 15 Rum öldürüldü, 300 kişi yaralandı.. 30'dan fazla kadına
tecavüz edildi.. 4214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26
okul ile fabrika, otel, bar gibi 5317 mekan talan edildi.. Kiliselerin içindeki
kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildi..
İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi. Rum,
Yahudi ve Ermeni mezarlıkları saldırıya uğradı.. İki gün süren yağma, talan ve
linçten sonra sıkıyönetim ilan edildi.. Türkiye'deki tüm gazeteler olayda
"Yunan kışkırtması" olduğunu ve Yunanlılar'ın Atatürk'ün evinin
bombalayarak halkı tahrik ettiğini yazdı..
*. *. *
Yunanistan hükümeti olayın aydınlanması için hemen
soruşturma başlattı.. Öncelikle Atatürk'ün evinde hiçbir hasar yoktu.. Atılan
bir ses bombasıydı.. Üstelik görgü tanıkları vardı.. Yunan makamlarına göre
Atatürk'ün evini iki Türk, konsolosluk görevlisi Hasan Uçar ile üniversite
öğrencisi Oktay Engin bombalamıştı. Hasan Uçar yardım etmiş, Oktay Engin
bombayı atmıştı İkisi de hemen tutuklandı.. Bombacı Oktay Engin 21 yaşında ve
Batı Trakya Türklerindendi. Türkiye'nin verdiği bursla Selanik'te hukuk
fakültesinde okuyordu.. Bir süre sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak
ùzere serbest bırakıldı.. Yunanistan dışına çıkması yasaktı ama nasıl olduysa
Türkiye'ye kaçtı.. Yargılaması bittiğinde 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı..
Yunanistan cezasını çekmesi için Oktay Engin'in hemen iadesini istedi.. Türkiye
vermedi..
*. *. *
Oktay Engin Türkiye'ye geldikten sonra elini kolunu
sallayarak dolaştı.. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıftan
eğitimine devam etti.. Üniversiteye kayıt yaptırırken, Selanik'de eğitim
gördüğüne dair geçerli belge getirmesi gerekiyordu.. Nedense ondan istenmedi.
Okurken İstanbul Belediyesi'nde maaşa bağlandı.. Mezun olunca kaymakamlık
sınavını kazandı.. Çankaya kaymakamı oldu.. Ancak dönemin emniyet müdürü
tarafından özel olarak istendi ve Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi İşler
Müdürlüğü'ne atandı.. Eşi benzeri görülmemiş, inanılmaz bir terfiydi bu.. Bu
göreve gelmek için en az 15 yıllık bir tecrübe gerekiyordu.. Acemi kaymakam
Oktay Engin basamakları ikişer üçer çıkıyordu.. Sanki birileri "Yürü ya
Oktay" demişti.. Ardından vali oldu.. Nevşehir Valisi.. Atatürk'ün
Selanik'teki evini bombalayan adam artık bir Türkiye Cumhuriyeti valisiydi..
*. *. *
Ya diğerleri.. Oktay Engin'i hiç bir tecrübesi olmamasına
rağmen siyasi şubenin başına getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin
Nakipoğlu idi.. İlginçtir.. Hayrettin Nakipoğlu 6-7 Eylül olaylarının olduğu
gün Beyoğlu kaymakamıydı.. Emniyet Müdürlüğü'nün ardından Adalet Partisi
Kayseri Milletvekili oldu ve 1970 yılında İmar İskan Bakanlığı yaptı..
*. *. *
O gün "Atamızın evi bombalandı" manşetiyle
yıldırım baskı yapan ve Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtılan İstanbul
Ekspress gazetesininin sahibi Mithat Perin'di. Olaylardan kısa bir süre sonra
Demokrat Partiden İstanbul Milletvekili oldu.. Daha sonra Anadolu Ajansı
Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul
ve İzmir Gazeteciler Cemiyetlerinin başkanlığını yaptı..
*. *. *
İstanbul Ekspress Gazetesi'nin o dönemki Genel Yayın
Yönetmeni ise Gökşin Sipahioğlu'ydu.. Yıldırım baskıyı hazırlayan kişiydi..
1960'larda SIPA Press'i kurdu.. Askeri kriz yaşanan ve kimsenin girmeyi cesaret
edemediği ülkelere girdi.. Bu ülkelerden dünya medyasına fotoğraflar geçerek
tanındı.. 1969'da SIPA Press dünyanın en büyük fotoğraf ajansı seçildi. SIPA
Press olay çıkacak ülkelere daha önceden muhabir göndermesiyle ünlendi.. O
dönem Sipahioğlu'nun MİT'in Avrupa'daki önemli kaynaklarından birisi olduğu
iddia edildi. Yıllar sonra patronu Mithat Perin, 6-7 Eylül'de Milli İstihbarat
Teşkilatı'nın Gökşin Sipahioğlu'nu kullandığını itiraf etti..
*. *. *
Beşinci kişi Sabri Yirmibeşoğlu.. 6-7 Eylül'de Özel Harp
Dairesi'nde (Seferberlik Tetkik Kurulu) görevliydi.. Sonra Özel Harp
Dairesi'nin Başkanı oldu.. 1974 yılında Kıbrıs'ta Özel Harp Dairesi'nin sivil
direnişi örgütleyen lideri olarak nam saldı.. Sabri Yirmibeşoğlu'nun yıllar
sonra "6-7 Eylül bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına
da ulaştı." demişti. 23 Eylül 2010 tarihinde Habertürk gazetesine ise
şunları söylemişti. "Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet
hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın,
karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz,
halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp'te bir kural vardır; halkın mukavemetini
artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami
yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."
*. *. *
Beş kişiydiler.. Beş farklı insan.. Biri öğrenci, biri
patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker.. Oktay Engin, Mithat Perin,
Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve Sabri Yirmibeşoğlu.. 61 yıl önce
kaderleri ortak bir noktada buluştu. 1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra
hayatları birden bire değişti.. Sanki Allah hepsine "yürü ya kulum"
demişti.. Casus filmi senaryosu gibi değil mi?. Casus filmi demişken.. 6-7
Eylül olaylarının olduğu günler İngiliz Sunday Times Gazetesi'nin muhabiri de
İstanbul'daydı.. Hem de İstiklal Caddesi'nde.. Olayların tam ortasında..
Üstelik Atatürk'ün evinin bombalandığı Selanik'ten yeni gelmişti.. Kimdi o
biliyor musunuz?.. Ian Fleming.. "007 James Bond" karakterini yaratan
dünyaca ünlü yazar.. Ve İngiliz istihbarat örgütü MI6'ın ajanı..
https://www.youtube.com/watch?v=mfOQEuJvzK4&feature=youtu.be
https://www.youtube.com/watch?v=EeEebPo_hqA&feature=youtu.be
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder