Lideri Doğru Seçmek Lazım...

Tarihe baktığımız zaman, siyasi ihtirasları ve ideolojik saplantıları olan liderlerin yönettiği ülkelerin başının dertten kurtulmadığını görüyoruz. Bu ihtiras bazen ülkenin başka ülkelerle savaşa sürüklenmesi, bazen de iç çatışmalar şeklinde kendi vatandaşlarının acı çekmesiyle sonuçlanıyor. Bu tip liderler iktidara gelirken genellikle kitlelerin kalbine hitap ettiklerinden, özellikle yeterince gelişmemiş, eğitim seviyesi düşük toplumlarda fazlasıyla taraftar buluyorlar. Bu nedenle bugün dünyada eğitim seviyesi düşük toplumlarda ciddi bir liderlik sorunu var. Politikacılar sürekli kalbe hitap ettiklerinden bu toplumlarda çatışma eksik olmuyor. Çatışma olan yerlerde de gelişme ve toplumsal kalkınma olmuyor. Böyle olunca toplum sistematik olarak bir döngünün içinde kıvranıp duruyor. Bu duruma örnek olarak Müslüman ülkeleri gösterebiliriz. Buradaki politikacılar bilimi bir kenara bırakıp, daha fazla oy almak için sürekli geniş kitlelerin kalplerine yönelik politikalar geliştiriyorlar.Sonuçta bu toplumlar enerji ve kaynaklarını iç çatışmalara harcadıkları için bir türlü gün yüzü görmüyorlar. Bu toplumların içine düştükleri bu durumdan çıkmaları ancak insanları ayrıştıracak motifler yerine, bir araya getirecek motifleri kullanan ve beyinlere hitap edecek liderlerin yönetime gelmesiyle mümkün olur aksi takdirde ben bir çıkış göremiyorum.