Bir ülkenin başbakanının
televizyonlarda yaptığı konuşmayı dinliyorum, “Biz geldik ihracatı şöyle
artırdık, faizleri şöyle düşürdük, borçları sıfırladık, her yer metro oldu,
biz, biz, biz. Ben, ben, ben” Sokaktaki adam doğal olarak “Ne adam be!” diyor.
Şimdi hayatın içinden örneklere
dönelim. Bir şirket çok başarılı olur CEO’yu alkışlarız. İki sene sonra işler
tersine döner CEO istenmeyen adam ilan edilir, paltosunu alır çıkar. Tuttuğumuz
takım şampiyon olur, antrenörü havalara atar, kucaklarda taşırız. Ertesi sezon
aynı takım ligde zar zor ilk üçe girer antrenörü havaya atanlar bu sefer
düşerken tutmaz. Sezon bitene kadar takım iki antrenör değiştirir durum
değişmez. Allah Allah deyip durumu anlamaya çalışırız. Gerçekten çalışkan bir
öğrenci sınav günü kötü bir not almıştır ve hoca bunu onun az çalışmasına
bağlamıştır. Halbuki onun çalışmamasında veya sınavında kötü not almasında
başka faktörler vardır. Mesela sınavda çok heyecanlanmıştır veya bir yakınını
kaybetmiştir ve bunun gibi birçok dışsal faktör yüzünden çalışamamıştır. Ama hoca
bunu değerlendirmediği için onun tembelliğine yorar bu sonucu.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz bu
duruma sosyal psikolojide “Temel İlişkilendirme Hatası” (fundamental
attribution error) deniyor. Bir durumu veya gelişmeyi açıklamak zorunda
kaldığımızda, durumu abartılı bir şekilde kişinin kişisel özelliklerine
bağlayarak (mesela dünya lideri gibi), bağlam ve dış faktörlerin etkisini dikkate
almama/küçümseme eğilimi diyebiliriz.
Temel İlişkilendirme hatası özellikle
olumsuz olaylarda daha etkili oluyor. Savaşların “suçunu” tek bir insanın üzerine
atarız. Halbuki savaşların önceden tahmin edilemez olaylar olmasına ve
dinamiklerinin bugün hala anlaşılmasının zorluğuna rağmen.
İşlerin iyi ya da kötü gitmesinin
nedeninin önce şirketin patronunda ararız. Oysa ekonomik başarının yönetim
mükemmelliğindense Dünya’daki genel ekonomik durumdan, uluslararası konjonktürden
daha fazla etkilendiğini bilmemiz gerekir. Kriz yaşayan sektörlerde CEO’ların
ne kadar sık değiştiğine şahit oluruz. O sektörlerin krizden en çok etkilenen
sektörler olduğunu bilmemiz gerekir.
Oynanan oyundan ne kadar etkilensek de,
sahnedeki insanlar kusursuz, kendi kaderlerini tayin eden kişilikler değiller. Onlara
bir rol verilmiş bir durumdan diğerine savruluyorlar. Oynanan oyunu gerçekten
anlamak istiyorsak dikkatimizi oyunculara vermemeliyiz. Daha çok oyuncuların
dansını etkileyen orkestra şefini izleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder