Pazar, Temmuz 21, 2013

Makedonya-Üsküp-Ohri





Hem Osmanlı, hemde Avrupa'lı bir görünüme sahip Üsküp'te hummalı bir inşaat çalışması var. Her tarafa etkileyici heykeller dikiyorlar, devlet binaları yeniden inşaa ediliyor. Tüm bu harcamalar Avrupa birliğinin fonlarıyla yapılıyor. Ama halka sorarsanız bu paraların bu şekilde gösterişe harcanmasını tasvip etmiyorlar.Şehrin bir yakasında Arnavutlar ve Türk kökenli müslümanlar, diğer tarafındaysa Ortodoks Hıristiyanlar yaşıyor.







Köprünün bir tarafında Osmanlı döneminden kalma Eski Çarşı, diğer tarafındaysa yeni inşa edilmiş Büyük İskender Meydanı var. Büyük İskender'in devasa heykelinin bulunduğu meydanın etrafında çok sayıda şık kafe ve restoranlar bulunuyor. Nehrin çevresindeki parklarsa barları ve gece kulüpleriyle eğlencenin merkezi konumunda.

 Vardar nehri üzerinde kurulmuş olan şehrin en merkezi yeri, 15.yüzyılda inşa edilmiş olan Taş Köprü.

                                                  

İnci ve Işık Deyince Ohri

  Makedonya’nın “Işık Kenti” Ohri, Türkiye’de “Elveda Rumeli” TV dizisiyle tanındı

  


Üsküp'e üç saat uzaklıktaki Ohri Gölü'nün kıyısında yer alan Ohri kentine gidin, göl kenarındaki restoranlardan birinde Ohri Alabalığı yiyin. Ayrıca gölde yetişen Paşita isimli bir balığın pullarının toz haline getirilip sedefle karıştırılmasıyla elde edilen incilerden üretilen takı ve kolyeler hanımlar tarafından tercih ediliyor.






Rehberimiz Rüştü Müftü, bizi Ohri Gölü’nün doğduğu kaynağa götürdü. Galiçiça Ulusal Parkı içine giriyoruz. Yol kenarında hediyelik eşya satıcıları, az ilerde Sv. Naum Manastırı heybetiyle görünüyor. Küçük bir göl etrafındaki restoranın girişinde buraya özgü alabalıkları görüyoruz yüzerken. Makedonlar ve turistlerin göl kenarındaki masalarda daha çok alabalık tercih ettiği görülüyor. Buraya gelip de, Ohri alabalığı yemeden gitmeyin, sözü zaten kulaklarımızda.




Biz de tadına bakıyoruz elbette.







Sandallarla Ohri Gölü’nün kaynağına gidiyoruz. Göl harika bir manzaraya sahip, kuş sesleri ortalığı çınlatıyor. Dipte fokurdayan yeri gösteriyor sandalcımız, işte burası koskoca Ohri Gölü’nün doğduğu yer.



Buradan Sv. Naum Manastırı’na gidiyoruz. Manastır içindeki tavus kuşları dikkat çekiyor. Tavusların gösterisi izleniyor, çıkardıkları sesler ortalığı inletiyor.
Rivayete göre Sv. Naum Manastırı içinde Sarı Saltuk Baba’nın da kabri bulunmakta. Hıristiyanlar ve Müslümanlar iç içe girmiş. Çok etkileyici ve güzel bir yer.



Ben dayanamayıp sonunda göle de girdim. Küçük temiz bir kumsalı var. Suyu pırıl pırıl. İlk defa böyle bir gölde yüzdüm ve bir kano kiralayıp manastırın etrafını göl tarafından dolaştım.






Ohri'de mutlaka yapılması gerekenler

Ohri’nin alabalığı başka yerde yok, mutlaka tadılmalı. Kaşarlı köftesi meşhur, fasulyeli köfte kebabını da unutmayın. Tabiî ki orijinal inci kolyesi de alın. Ayrıca fotoğrafçılık hobiniz varsa, Galicica ulusal parkındaki mavi kelebeklerin resmini çekmeyi unutmayın.


Hiç yorum yok: