* * *
Bugüne kadar "Muhteşem Süleyman" dizisine ses çıkarmayanların, niye
birdenbire celallendiklerini anlamak için tarihe bakmak gerekiyor.
Hükümete yakın çevreler, Osmanlı tarihini gayet iyi bilirler, bu
yüzden dizinin gelecek bölümlerinden korkuyorlar. Osmanlı sarayında
yaşanan korkunç olayların halk tarafından bilinmesini istemiyorlar.
Tam da "Yeni Osmanlıcılık" havası yaratılmaya çalışılırken, kitap
okumayan ama televizyon izleyen milyonlarca insanın gerçekleri
öğrenmesi onları ürkütüyor.
Çünkü halk bunları gördüğü zaman isyan edecek, "Bunların hepsi yalan!"
diye bağıracak ama sonra tarihçiler çıkıp maalesef hepsinin doğru
olduğunu anlatacaklar. Diziye karşı kampanya başlatılmasının nedeni
bu.
Demek ki, o dönemlerde yaşayan ve saraydan ölesiye korkan Osmanlı
vakanüvislerinin bile anlatabildiği olaylar, 2012 Türkiye'sinin "ileri
demokrasi"sinde anlatılamayacak.
Gelin yine tarihe; Naima'dan, Evliya Çelebi'den, Peçevi'den
okuduklarımıza dönelim:
Süleyman'ın babası II. Selim çok gaddar bir padişahtı ama oğluna
mükemmel işleyen bir sistem ve çok güçlü bir imparatorluk bırakmıştı.
Süleyman ise 46 yıllık iktidarının büyük bölümünde Hürrem'in ve onun
yardakçısı Rüstem Paşa'nın oyuncağı olarak imparatorluğu duraklama
devrine sokmuş bir padişahtır. İsteyen kabul eder, istemeyen etmez ama
gerçek bu.
Kaldı ki Süleyman, Osmanlı padişahları içinde en insafsızı da
değildir. Mesela Venedikli Baffo ile III. Murat'ın oğlu, III.
Mehmet'le bu konuda aşık atamaz. Mehmet, Saruhan'dan saraya geldiği
ilk gece en büyüğü 13 yaşında olan 19 erkek kardeşini boğdurdu. En
küçüğünün dudağında, boğulmadan önce emdiği sütün kaldığı yazılmıştır.
Ertesi sabah saraydan çıkan 19 çocuk tabutu Ayasofya'nın bahçesine
defnedilirken bütün İstanbul gözyaşı döküyordu. Mehmet bununla da
yetinmedi. Babasının 200 cariyesi içinden hamile olanları çuvalları
koydurup Sarayburnu'ndan denize attırdı.
Bu arada padişahlar vakitlerini nerede geçirirdi diye merak edenlere
ufak bir bilgi: III. Murat'ın harem içi ve dışındaki kadınlardan 130
çocuğu vardı.
Belki de bu işi at üstünde yapmanın bir yolunu bulmuştu; kim bilir?
2 yorum:
19 kardeşin katli hakkında dönemin tarihçisi şöyle yazmıştı:"Hükümdarımız o kadar şefkatliydi ki bir gecede 19 karındaşını cennetin kayığına bindirmişti."
Hatta merhamette o kadar nirvanaya ermişki padişahımız, cennetin kayığının küreklerini bizzat kendisi çekmiş!
Yorum Gönder