Geçen akşam TV'de Rıdvan Dilmen'i izlerken şike konusundaki teşhisleri ve söyledikleri bende başka bir düşünceyi tetikledi. Rıdvan futbolda yaşanan şike olayları hakkında şöyle bir yorum yaptı, "İddaa oynayanları izliyorum, artık bize iki İngiltere maçı ver Fransa'dan şu maçı ver şeklinde konuşuyorlar, artık takım sevgisi ve ruhu kalmadı önemli olan ne para kazanacağımız, böyle bir ortamda gençlere karşılıksız takım ve renk sevgisini nasıl kazandıracaksınız?" Bu yorum bence çok doğru herşeyden büyük paralar kazanmak amaç olunca, bağlı olduğumuz renklerin bir anlamı kalmıyor, bunun sonucunda şike çok doğal bir sonuç. Netice de karakteri zayıf insanlar her sektörde var. Çok büyük paralar kazandıran sistemler hayatımıza girdikçe her türlü yasa dışı sonuç bizi şaşırtmasın.
Sonra akşam yatakta düşündüm son yıllarda Türkiye'de ne değişti diye. Gerçekten özellikle son 8-10 senedir dinimiz imanımız para oldu. Hep büyük paralar konuşuluyor. 5 Milyar dolara özelleştirdik, 1 milyar dolar yatırdık 3 milyar dolara sattık. Bu arazilere 10 milyar dolarlık lüks ev yapar, Araplara satarız! Şu kadar milyar dolarlık fon getiriyoruz, aman adamları fazla ürkütmeyin sonra yatırım yapmazlar....Medya hergün bu örneklerle dolu. Artık hep para konuşuluyor. Demek ki finans merkezi olmanın bir özelliği de bu. Hep para konuşacaksınız. Ama büyük paralar. Öyle emekli maaşı 1000 TL falan gibi konuşmalar değil. 1 Milyar dolardan aşağı konuşmayacaksınız, 50 katlı binada aldığınız 100 m2 daire 1 milyon TL olacak ki adam yerine konulasınız.
Şimdi bu akşam TV kanalları bu sistemi uygulayan ve örnek aldığımız ülkelerin durumunu gösteriyor. İnsanlar sokaklara dökülmüş hesapsız kitapsız para kazanan finans kurumlarına, emlak tröstlerine tepkilerini gösteriyorlar. Çok para konuşmanın marifet sayıldığı toplumlar yıkılmanın eşiğine gelmiş halde kendilerini bu hale getiren sistemlerini değiştirmeyi hala düşünmüyorlar. Değişim çok zor. Demek daha dibe vurmamışlar, zamanı gelmemiş. Doğru düzgün liderleri yok.
Kapitalist sistemin kendi iç dinamikleri nedeniyle, sermaye, birleşmeler ve satınalmalar yoluyla eninde sonunda daha az oyuncunun elinde yoğunlaşıyor. Demek ki ülkemizde de yoğunlaşma artmış. Artık daha az oyuncu ve daha büyük paralar konuşuluyor. Bu durumun doğal sonucu sermaye demokrasisidir (çok parası olanlara hizmet eden bir demokrasi türü). Büyük sermaye çok doğal bir savunma mekanizmasıyla kendini değişime karşı koruyacaktır. Mevcut politik sisteme daha fazla sarılacak, gerektiğinde "her türlü yola" başvuracaktır. İşte Rıdvan Dilmen'in değindiği konu budur.
Türkiye'de son 10 senedir büyük paralar konuşuluyor. İstanbul finans merkezi olacakmış.Müjde artık 46.000 milyonerimiz olmuş. Hadi gülün mutlu olun, köşe olacaksınız köşe!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder