Dün akşam bir profesör TV de isyan ediyordu. Adamcağız istifa kararı almış. Diyor ki son dönemde üniversitelere gelen öğrenciler orta okul talebesi düzeyinde. Ben mecbur muyum bunlara temel eğitim vermeye? Hiç mecbur değilsiniz hocam! bu duruma getirenler utansın..
Şimdi ben burada Hasan Ali Yücel falan desem, eminim günümüz Türkiye'sinde yanlış referanslarla beyni şekillenmiş, kulaktan dolma bilgi sahibi birçok kişi, al bir komünist daha diyecek! Gerçekten yazık olmuş adamların emeklerine. Hele tanıştığım o devrin öğretmenleriyle şimdikileri karşılaştırınca gerçekten üzülüyor insan. Her neyse burada amacım dönemleri karşılaştırmak değil. Sadece sonradan eğitim işine girmiş bir aydın olarak Türkiye'de birgün bir mucize olsa ve birileri bana al eğitim sistemini değiştir artık hiçbir parti ve popülist siyasetçi bu işe karışmayacak ve biz senin arkandayız deseler ne yapardım ? sırasıyla;
- Önce ilköğretim okulu denen tüm okullar standart olurdu. Türkiye'nin her yerinde temel ve standart eğitim. İstanbul'da ne varsa Hakkari de'de aynı eğitim. Yok öyle özel ilkokul, vakıf okulu saçmalığı, hepsini kapatırdım. Eğitimin tekliği ilkesi !
- İlköğretimde çocukları kesinlikle at yarışına sokmak yok. Sadece insanlık, doğa sevgisi, hayvan sevgisi, vatandaşlık, ahlak bilgisi vs....önce iyi insan, iyi vatandaş yetiştirelim ki büyüyünce radyasyonlu varilleri Tuzla'ya gömmesin..
- İlk öğretim sonunda okul bitirme sınavı getirirdim. Amaç diploma değil. temel düzey bilgi sahibi oluncaya kadar herkes sınava girip, kazanıp, öyle diplomayı hakedecek. Böylece zorunlu eğitim herkese zorunlu, ücretsiz (sosyal devlet ilkesi) ve standart olacaktır.
- Lise dönemi biraz daha hayata hazırlık şeklinde geçmeli. Bu aşamada okullar arasında bazı farklılıklar olabilir. Ancak bitirme yine eskiden bizde de olduğu ve bugün bir sürü ülkede de olduğu gibi bitirme sınavı ile olacak.Eskilerin dediği gibi bakelorya sınavı. Sınavı geçemeyen üniversiteye giremeyecek. Hatta burada ingiltere örneğinde olduğu gibi birden fazla sınav koyardım.Başarı için ortalama alınacak ve bu ortalamaya göre üniversite seçebileceksiniz. Bugünküne benzer ancak lise sınavlarının ortalaması daha çok dikkate alınacak. Bu sistemin avantajlarını şöyle sıralayabilirim; 1-Üniversite profesörleri artık lise mezunları çok zayıf diye şikayet etmeyecek 2-Gençlerin kaderi tek bir ÖSS sınavına bağlı kalmayacak. Performansları daha uzun bir sürede ölçülecek. Daha adil bir sistem. Bugün sınav günü başın ağrıyorsa hayatın kayıyor. böyle acımasızlık olur mu? Üstelik adayların %65'i istediği bölüme giremiyormuş. Böyle sistem mi olur?
- Şimdi sıkı durun, esas bomba geliyor ! Üniversite hazırlık kurslarına son veriyorum.Böyle saçmalık böyle ahlaksızlık ve böyle bir soygun olamaz. Okula 10 milyar ver. Git o kadar da kursa ver. Ondan sonra da sınavda okul programından soru sorma! peki imkanı olmayan aile çocukları ne yapacak? böyle ahlaksız, namussuz bir sistem olur mu? olur çünkü milli eğitim bu dersane mafyası ile işbirliği halinde. Dünya'nın neresinde bu kadar zalimce bir sistem var? Dersaneler ve özel hocalar yine var olacak ama üniversiteye girmek için değil, öğrencilerin zayıf oldukları konularda takviye almak için. Yani bu piyasadaki payları ve rolleri değişecek. Kazandıkları para da makul bir düzeye inecek.
- ÖZET: Orta okul ve liselere olgunlaşma sınavı tekrar konmalı.(Cumhuriyet Türkiyesi örneği)
- Okul not ortalamaları ve olgunlaşma sınavı sonuçları üniversite branş seçiminde ağırlıklı öneme sahip olmalı. Tek bir ÖSS sınavı değil, öğrencilerin girmek istedikleri alana göre ayrı sınavlar yapılmalı. (İngiltere örneği)
- Bölümünü beğenmeyen, yanlış tercih yaptığını inanan öğrenciler bölüm değiştirebilmeli.
- Üniversiteye giriş nisbeten kolay ama çıkış zor olmalı. (Fransa örneği)
- Üniversitede başarılı olamayanlar daha kısa süreli- 2 yıl gibi- meslek okulları veya ön lisans bölümleri açılmalı (meslek ve sanat ağırlıklı Almanya örneği)
- Dershane rezaletine son verilmeli, ailelerin buraya verdikleri paralar çöpe gitmektedir. Halbuki bu paralar çok daha faydalı bir şekilde değerlendirilebilir.
- Eğitim teknolojilerindeki gelişmeler dikkate alınarak, fiziki olarak bir üniversiteye gidemeyenler, uzaktan üniversite mezunu olabilmeli.( ABD örneği)
SINAV SİSTEMİ DEĞİŞTİRİLSİN, DERSANELER KAPATILSIN
11 Nisan 2010 tarihinde 40 genç sınav sistemini ve dersaneleri protesto ettikleri için gözaltına alındılar. Şimdi bunlardan 18 tanesi yargılanıyor. Bunların bütün suçu bu ahlaksız sistemi protesto etmek. Mevcut sistemin değiştirilmesinden korkanlar gençlerin üzerine polisi göndermekten çekinmiyorlar. (Bkz.23 Ocak 2011 tarihli Hürriyet gazetesi)
2013 sonbaharında dershanelerin okula dönüştürülmesi girişimi ile birlikte bir iç savaş başladı. Bu savaş iktidardaki AKePe ve bir cemaat arasında devam etmekte (dikkat edin laik bir ülkede cemaat dershaneleri!) neden? dershanelere giden öğrencilerin %25'i bu cemaatin işlettiği dershanelere gidiyormuşta ondan. Şimdi şu istatistiklere bakın (24 Kasım 2013 tarihli gazeteden)
Dershaneler ile ilgili en son istatistikler Kasım 2013
Evet pastanın boyutu bu, şimdi de geldi birileri arı kovanına çomak soktu...
2013 sonbaharında dershanelerin okula dönüştürülmesi girişimi ile birlikte bir iç savaş başladı. Bu savaş iktidardaki AKePe ve bir cemaat arasında devam etmekte (dikkat edin laik bir ülkede cemaat dershaneleri!) neden? dershanelere giden öğrencilerin %25'i bu cemaatin işlettiği dershanelere gidiyormuşta ondan. Şimdi şu istatistiklere bakın (24 Kasım 2013 tarihli gazeteden)
Dershaneler ile ilgili en son istatistikler Kasım 2013
- Ülke genelinde öğrenci sayısının %25'i bu dershanelere gidiyormuş.
- Aileler dershanelere yıllık olarak 2.6 milyar TL ödüyor. SBS'ye hazırlık için ücret ortalama 850 TL-2050 TL, üniversiteye hazırlık 1100-3000 TL, mezun öğrenciler için 1000-3000 TL arasında.
- Toplam 3800 dershane var.
- Dershanelerde 27 bin 988'i emekli öğretmen olmak üzere toplam 39 bin 677 eğitimci görev yapıyor.
Evet pastanın boyutu bu, şimdi de geldi birileri arı kovanına çomak soktu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder